Colemêrg Barosu Başkanı: PKK üzerine düşeni yaptı, sıra devlette

img
COLEMÊRG - PKK’nin süreç için üzerine düşeni yaptığını belirten Colemêrg Barosu Başkanı Ergün Canan, “Devletin ve hükümetin artık adım atması gerekiyor. ‘Umut hakkı’ ve yasaların değiştirilmesiyle ilgili bir hamle yapmalıdır” dedi.  
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından PKK, 9 Mayıs’ta yaptığı açıklamayla 5-7 Mayıs’ta 12’nci Kongresi’ni gerçekleştirdiğini ve kısa bir süre içerisinde sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacağını duyurdu. Süreç bağlamında ise toplumda siyasal ve hukuksal alanda değişim talepleri de, devletin adım atmasına dönük çağrılar da devam ediyor.
 
Colemêrg Barosu Başkanı Ergün Canan, İmralı'da sürdürülen tecrit ve uygulanmayan “umut hakkı”na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘PKK ÖCALAN’IN ÇAĞRISINI ONAYLADI’
 
Destekledikleri sürecin takipçisi olarak katkı sunan bir pozisyonda olacaklarını belirten Canan, barış umudunu koruyan ve savunan kesimler için sürecin tarihi olduğunu söyledi. Canan, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından sonra Sayın Öcalan, Türk kamuoyu ve uluslararası arena açısından son derece tarihi bir çağrı yaptı. PKK, silah bırakma noktasında Sayın Öcalan'ın barış girişimi ve tarihi çağrısından uzak durmadı ve onayladı. Bu süreç ülke için bir dönüm noktasıdır. Kürt sorunu 40 yılı aşkın süredir çatışmalarla devam eden bir sorun” diye belirtti. 
 
‘UMUT HAKKI’ VURGUSU
 
Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı metinindeki hukuki ve siyasal zemine işaret eden Canan, “Bu sürecin var olabilmesi ve nihayete erebilmesi için demokratik siyaset ve hukuki zemin oluşturulmalıdır. Bunlar olduğu takdirde bu sürecin bir yere varılabileceğinin altı kalın çizgilerle çizilmiştir. Bugüne kadar İmralı tarafı, Türkiye'nin istediğini yerine getirmiş durumdadır. Sayın Bahçeli kendi grup toplantısında yaptığı açıklamada ‘umut hakkı’ dahil olmak üzere uygulanabileceğini net bir şekilde tüm dünya kamuoyu önünde izah edip açıklamıştı. Sayın Bahçeli, tecridin de son bulabileceğini açık bir dille beyan etmişti. Sadece Sayın Bahçeli değil, Cumhur İttifakı da dahil olmak üzere böyle bir görüşe sahipti. Ama buna rağmen halen bir girişim olmadı” ifadelerini kullandı. 
 
TECRİT DEVAM EDİYOR
 
İmralı’da tecridin halen devam ettiğini hatırlatan Canan, “Heyetler gitti ama avukatları ve ailesi halen doğru düzgün görüşemiyor. Bu da tecridin halen devam ettiğinin göstergesidir. ‘Umut hakkı’ ile ilgili bir gelişme de halen sağlanmadı. AİHM tarafından Sayın Öcalan'a dair verilmiş karar ortadadır. İmralı Heyeti’nin Adalet Bakanlığı ile yaptığı görüşmede ‘umut hakkı’ dahil olmak üzere birçok konu konuşuldu. Ama halen bir düzenleme yok. Bu haklar, kanuni ve anayasal haklardır. Anayasal bir hak olduğu için de ‘umut hakkı’nın bir an evvel uygulanması gerekir. Bu hak uygulanmalı ki süreç artık farklı aşamalara evirilsin. Şuan yerimizde sayıyoruz. Karşılıklı şartlar koşulmaya devam edilirse mevcut sürecin 2013’teki süreçten çok farklı olmayacağının kanaatindeyim. Abdullah Öcalan’a dönük ‘umut hakkı’nın uygulanması ve tecridin sonlandırılmasıyla süreç çok olumlu yönlere evirilecektir” dedi.
 
TMK KALDIRILSIN 
 
Her şeye rağmen umutlu olduklarını söyleyen Canan, “Terörle Mücadele Kanunu (TMK) barış süreci önündeki büyük bir engeldir. TMK'nin değiştirilmemesi süreci sekteye uğratabilir. Kesinlikle değiştirilip anayasa, hukuka ve insan haklarına uygun hale getirilmelidir. Cezaevlerinde binlerce siyasi tutuklu bulunuyor. Bunların arasında binlerce ağır hasta tutsak var. TMK'nin değişmesiyle birlikte bu insanların da cezaevinden çıkması gerekiyor. Bu sürecin bir anlamı olsun” diye belirtti. 
 
‘HERKESE SORUMLULUK DÜŞÜYOR’
 
Devletin omuzunda önemli bir yük olduğunu dile getiren Canan, artık anaların gözyaşlarının akıtılmadığı bir yaşamın inşa edilmesini istediklerini belirtti. PKK’nin üzerine düşeni yaptığına dikkat çeken Canan, şöyle devam etti: “Devlet ‘umut hakkı’ ve yasaların değiştirilmesiyle birlikte bir hamle yapmalıdır. Devletin ve hükümetin artık sürecin sürmesi için adım atması gerekiyor. Sayın Sırrı Süreyya Önder’in de katkılarıyla toplumsal barışı sağlayabilecek bir ortamda hazırlandı. Bu süreç heba edilmemelidir. Hepimize önemli görev ve sorumluluklar düşüyor. Bu süreçle ilgili üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazır olduğumuzu buradan bir kez daha kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.” 
 
MA / Mazlum Engindeniz