Kaytan ve Altun’un mücadelelerini miras aldılar 2025-05-18 09:08:33   KOCAELİ - Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un mücadelesini sürdüreceklerini belirten siyasetçiler, "değişim ve dönüşüm" olarak tanımladıkları inşa sürecinin hem kendilerine hem de topluma büyük bir sorumluluk yüklediğini söyledi.    Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta kamuoyuna deklare edilen "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nın ardından 1 Mart'ta ateşkes kararı alan PKK, 9 Mayıs’ta 12. Kongresi'ni topladığını ve 12 Mayıs’ta açıkladığı sonuç bildirgesinde çalışmalarını sonlandırdığını duyurdu. Kongre kararlarını açıklayan PKK, kurucuları arasında yer alan Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un yaşamını yitirdiğini duyurarak, kongreyi Kaytan ve Altun’a atfetti.   Kaytan ve Altun’un yaşamını yitirdiğinin açıklaması ardından birçok kentte anma etkinlikleri düzenlenerek anılarına ve mücadelelerine bağlılık sözü verildi.    Özgür Kadın Hareketi (TJA) üyesi Damla Bağcı, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gebze İlçe Eşbaşkanı Melike Aydın ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kartepe eski ilçe eşbaşkanı Reis Güden de iki öncü kadronun mücadelelerinin kendilerine kattıkları ile PKK’nin kongre kararları üzerine değerlendirmelerde bulundu.    ‘MÜCADELELERİ MİRASIMIZDIR’   Damla Bağcı, Altun’un kardeşi Nurhayat Altun’la cezaevinde birlikte kaldıklarını ve bu süre boyunca O’nun yaşamına dair anılarını dinlediğini ifade etti. Her iki öncü kadronun yaşamı yitirmesine dair “İnsan gerçekten bir parçasını kaybettiğini hissediyor” diyerek duygularını aktaran Damla Bağcı, “Heval Rıza’nın kız kardeşi Nurhayat Altun ile ben 5 yıl boyunca aynı cezaevinde kaldık. Bir sene aynı odada kaldık. Birçok paylaşımımız oldu. Heval Rıza'nın hikayelerini çok fazla dinledim. O anlamda çok ciddi bir boşluk hissettim. Kendimden bir parçayı kaybettim gibi düşündüm. Ailenin geleneği, parti ilk kurulduğunda kaldıkları evde örgütlenmelerin yapılması, arkadaşın ailesinden birçok şehidinin olması insanı etkiliyor. Keşke bugünleri de görebilselerdi. Daha yapılması gereken çok şey var ama bu anlamda biraz eksik hissettiğimizi söyleyebiliriz. Ama mücadelelerini miras olarak aldığımızı hissediyorum. En azından bu bizi biraz rahatlatıyor” dedi.    Kaytan ve Altun’un mücadeleyi bu kadar uzun bir süre sürdürmelerinin etkileyici olduğunu vurgulayan Damla Bağcı, “Bu anlamda şehadet haberi bütün halkımızı çok etkiledi, çok üzdü. Ali Haydar Heval'in şiirleri, yaklaşımı gönlümüzde yer edinmişti” dedi.   ‘DEMOKRATİK ADIMLAR ATILMALI’   Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası PKK’nin değişim ve dönüşüm sürecine girdiğini belirten Damla Bağcı, sürecin karşılıklı adımlarla yürütülmesi gerektiğini ancak devletin henüz bir adım atmadığını ifade etti. Demokratik adımlara ihtiyaç olduğunu belirten Damla Bağcı şunları dile getirdi: “Hasta tutsakların, siyasi tutsakların peyderpey infaz düzenlemeleriyle özgürlüklerine kavuşturulması gerekiyor. Anadilin tanınmasından, demokratik bütün yasal hakların düzenlenmesine dair adımların atılması gerekiyor.”   KADINLARIN SÜREÇTEKİ SORUMLULUĞU    Yeni dönemin demokratik cumhuriyetin yolunun açtığını ifade eden Damla Bağcı, sürecin kadın ve gençlere misyon yüklediğini vurgulayarak, “İnşa dediğimiz bir süreçteyiz. Bizler inşa sürecini gerçekleştirmekle yükümlüyüz. Bir kadın olarak bütün kadınlara çağrıda bulunmak istiyorum. Bundan sonraki süreçte barışı en güzel haliyle, en iyi haliyle nasıl kurabiliriz? Nasıl yeşertebiliriz? Bütün halklar, inançlar ve alanlarla nasıl buluşabiliriz? Bunun arayışında olmamız gerekiyor. Umutluyuz” diye belirtti.   Tarihi bir eşikten geçildiğini vurgulayan Reis Güden, PKK’nin aldığı kararların Abdullah Öcalan’ın çağrısının karşılık bulduğunun göstergesi olduğunu belirtti. PKK’nin Kürt sorununun çözümsüzlüğüne karşı doğduğuna işaret eden Güden, çözüm için de asıl olan hukuksal, eşit yurttaşlık zemininde Kürtlere yönelik baskının tamamen ortadan kalkması gerektiğini söyleyerek, “Toplum olarak iç içeyiz. Kapı komşusuyuz, aynı tezgâhta çalışıp, aynı kaplarda yemek yiyoruz. 100 yıllık bölünme paranoyasından toplumun arındırılıp, bu ülkenin paydaşları olduğumuzu kabul etmeleri gerekiyor. Herkes birbirinin hukukuna saygı duyarak yaşamaya çalışırsa sorun da nitelik olarak ortadan kalkar. Geri kalan kısmı da devletin yasal düzenlemeleriyle ortaya konulacak mevzulardır” dedi.    Güden, PKK’nin kurucuları arasında yer alan Ali Haydar Kaytan ile Rıza Altun’un yaşamını yitirmesinin hüznünün yaşadığını da sözlerine ekleyerek, “Bu mücadele süresince birçok insan, çok değerli yoldaşlar kaybettik. Tabii üzüntü verici. Daha az kaybetmek için daha fazla mücadele etmek lazım” dedi.   MÜCADELE MİRASI SÜRECEK    Melike Aydın ise Altun ve Kaytan’ın 50 yılı aşkındır süren mücadelenin öncüleri olduğunu hatırlatarak, “Rıza Altun ve Ali Haydar Kaytan’ın, halkımızın bir statü kazanma halini görmelerini çok isterdik. Çünkü mücadelenin ilk kuruluşundan bugüne kadar olan arkadaşlardı. Biz bir yandan duygusallık yaşarken bir yandan da arkadaşlarımızın bıraktığı yerden siyasal alanda mücadelemizi devam ettireceğiz. Onların bize bıraktığı mirası devam ettireceğiz” dedi.   Halkın Abdullah Öcalan’a inancından kaynaklı alınan başta duygusal yaklaşsa da alınan kararları benimsediğini ifade eden Melike Aydın, halkta devletin geçmiş pratiklerinden kaynaklı bir güvensizlik olduğunu belirterek, bunun giderilmesi için devletin adım atması gerektiğini ifade etti.    MA / Melik Çelik