Kayıplar Haftası’nda Ocak ve Karakoç anıldı 2025-05-19 15:11:00   İSTANBUL - Cumartesi Anneleri ve insan hakları savunucuları, gözaltında katledilen Rıdvan Karakoç ve Hasan Ocak’ı mezarlarının başında andı. Anmada, “Bu devlet hesap vermek zorunda ve bu hesabı bir gün er geç verecek” denildi.   Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD), 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası dolayısıyla farklı tarihlerde gözaltında kaybettirilen Rıdvan Karakoç ve Hasan Ocak'ın mezarlarının bulunduğu Sultangazi ilçesindeki Gazi Mezarlığı'nı ziyaret etti. Anmaya, kayıp yakınlarının yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER)  yöneticileri de katıldı.   “Cezasızlık suçun tekrarına yol açar, cezasızlığa son adalet istiyoruz” pankartının açıldığı anmada, gözaltında kaybettirilenlerin fotoğrafları ve kırmızı karanfiller taşındı.  “Rıdvan Karakoç ölümsüzdür” “Hasan Ocak ölümsüzdür” ve “Şehit namirin” sloganlarının atıldığı anmada ilk olarak Rıdvan Karakoç’un mezarı ziyaret edildi.    DOSYA DEVLET ARŞİVLERİNDE    Burada konuşan kardeş Hasan Karakoç, kayıp yakınlarının 30 yıldır mücadele verdiğini hatırlattı. Kaybettikleri insanların yarınlara özgür bir dünya bırakmak için mücadele ettiklerini belirten Karakoç,  “Rıdvan da Kürdistan halkı için daha iyi bir yaşam tesis etmek isterken katledildi. Devlet içerisindeki derin güçler, eli kanlı katiller, hiçbir sorguya maal vermeden abimi gözaltına alıp insanlık tarihinin en kötü işkence yöntemlerinden biriyle katlettiler. Binlerce genç gibi. Cesedini dahi yok etmek istediler. Dosyamız 30 yıldır devletin arşivlerinde ama bir arpa boyu yol alınmadı. 30 yıldır yitirdiğimiz yoldaşlarımızın, kardeşlerimizin anıları peşinde mücadele ediyoruz. Bir 30 yıl daha geçse de bu mücadeleyi bırakmayacağız” diye belirtti.    ‘DEVLET HESAP VERMEK ZORUNDA’   Ardından konuşan Karakoç ailsenin avukatı Eren Keskin, aynı zamanda Rıdvan Karakoç’un arkadaşı olduğunu belirterek, “Bu mücadele nasıl devam edecek tartışmalarını çok yapardık. Rıdvan bir devrimciydi. Kürt halkının özgürlüğü için mücadele eden bir kişiydi. Bu kimliğini unutmamak gerekiyor. Onlar gerçekten çok mücadele verdiler. Bugün yeni bir süreç yaşıyoruz. Adı ne olursa olsun, iklimin ılımanlaşması her zaman iyidir. İklimin ılımanlaşması demek katledilen insanlarımızı aramaktan vazgeçeceğimiz anlamına gelmez. Bu devlet bu insanların ailelerine hesap vermek zorunda ve bu hesabı bir gün er geç verecek. İnsan hakları savunucuları olarak bu hesabın peşindeyiz” ifadelerini kullandı.   Yapılan konuşmaların ardından Karakoç’un mezarına karanfiller konulup dualar edildi.    ‘HASAN’I KİMSESİZLER MEZARLIĞINDA BULDUK’   Daha sonra Hasan Ocak’ın mezarı ziyaret edildi. Ocak’ın mezarına faili meçhul cinayetlerde hayatını kaybedenlerin fotoğraflar konuldu. İlk olarak konuşan kardeş Ali Ocak, şunları belirtti: “30 yıldır Hasan'ın da itiraz ettiği kirli savaş üreticilerine karşı itirazı dinlendirmeye çalışıyoruz. Hasan’ı, Gazi Katliamı’nda işlenen kontrgerilla cinayetlerine karşı direnirken aramızdan aldılar. Bir daha geri vermeliler. 58 gün sonra onu kimsesizler mezarlığında bulduk. Hasan şahsında bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz.”    MÜCADELEYİ YÜKSELTME SÖZÜ    Ardından konuşan DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, kaybettikleri insanların başlarına gelecekleri bilerek mücadele ettiklerini dile getirerek, “Onlar biliyorlardı ki bu ülkeye demokrasi gelecekse bu mücadeleyle gelecekti. Bizlere bıraktıkları en önemli miras bu diye düşünüyorum. Bizlerin en önemli sorumluluğu da onların katliamına yol açan bu devlet zihniyetiyle hesaplaşmadan, gerçek demokrasinin gelmeyeceğini bilmek ve bunun mücadelesini her yerde yükseltebilmek” dedi.   ‘GALATASARAY MEYDANI ÖZGÜRLEŞTİRİLMELİ’   Daha sonra konuşan ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, verilen mücadelelerin devleti geriletildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Latin Amerika'da Plaza de Mayo Anneleri gibi coğrafyamızda Cumartesi Annelerinin, kayıplar mücadelesinde bir direnç merkezi olduğunu görmemiz gerekiyor. Bunu her hafta ters kelepçeli gözaltı işkencesine rağmen mevziisini koruyan insan hakları savunucularının vermiş olduğu mücadeleden biliyoruz. Birleşik mücadele sayesinde devletin gözaltında kaybetme politikasını geriletebilmiş olduk. Ama adalet mücadelemiz hala devam ediyor.  Cumartesi Meydanı’nı tamamıyla özgürleştirmeye ihtiyacımız var.”