ADANA - OHAL döneminde çıkarılan KHK'ler ile ihraç edilen emekçiler, yeni süreçten umutlu olduklarını belirterek, görevlerine iade edilmeyi beklediklerini söyledi.
Türkiye’de 15 Temmuz 2016’daki gerçekleşen askeri kalkışmanın ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile 125 bin 806 kamu personeli görevden ihraç edildi. Sonrasında kurulan Olağanüstü Hal (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonu kararıyla 17 bini aşkın kişi göreve iade edildi. Ancak binlerce emekçinin yaptığı başvuru ya sonuçlanmadı ya da reddedildi. OHAL döneminde Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi 4 bin 259 kişi de ihraç edildi. Bu kişilerden birçoğu da henüz göreve iade edilmiş değil.
'KAMU EMEKÇİLERİ GÖREVE İADE EDİLMELİ'
KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, kamu emekçilerinin göreve iade edilmesi gerektiğini vurguladı. Kürt sorununun çözümüne dair başlayan yeni sürece dikkati çeken Karagöz, PKK'nin kararının Türkiye’de demokratikleşmenin önünü açacağını, halkların eşit ve özgür bir biçimde bir arada yaşamasının koşullarını güçlendireceğini ifade etti. Karagöz, "Kürt sorununun, Meclis’te temsil edilen tüm siyasi partilerin katkısıyla, barışçıl ve demokratik bir zeminde çözülmesinin mümkün olduğuna inanıyorum. Bu tarihsel sorunun çözümü, yalnızca Kürt halkının değil, tüm ezilenlerin adalet ve özgürlük mücadelesine güç katacak; hukuk devletinin yeniden inşası ve demokratik hakların güvence altına alınması sürecine katkı sunacaktır. Bizler, bu ülkenin emekten, barıştan ve demokrasiden yana seslerini yükselten kamu emekçileri olarak, halkların barış içinde yaşama hakkını savunduğumuz için cezalandırıldık. Ancak inanıyoruz ki bu sorun demokratik yollarla çözüme kavuştuğunda, bizler de halktan ve emekten yana tavrımız nedeniyle görmezden gelinen haklarımızı, görevlerimize iade edilerek geri alacağız. Hukuk, hiçbir siyasi iktidarın aracı olamaz. Yargı, halkın ve emeğin yanında, bağımsız olmak zorundadır. Hakkında somut delil sunulmadan ihraç edilen tüm kamu emekçileri, adil bir düzenin inşası için ivedilikle görevlerine iade edilmelidir" dedi.
'SUÇLAMALAR DÜŞTÜ'
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi Münir Korkmaz, 29 Ekim 2016 tarihinde hiç bir gerekçe gösterilmeden "PKK ile irtibat ve iltisakli" olduğu gerekçesi ile öğretmenlikte ihraç edildiğini ifade etti. 9 yıldır tam anlamıyla "sivil ölüme" mahkum edildiklerini vurgulayan Korkmaz, savaşa karşı çıkararak, barış istedikleri için kamudan ihraç edildiklerini ifade etti. Korkmaz, "Bizler, PKK'ye iltisak ve irtibat nedeniyle ihraç edilmişti. Şimdi PKK'nin kendisini feshinden sonra bu örgüt üyeliği bile ortadan kalkmıştır. İrtibat ve iltisak kavramı da otomatikmen ortadan kalkacak. Ben bu sürecin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yani karşılıklı yapılan görüşmelerden çıkan sonuç bunu gösteriyor. O anlamıyla çok umutluyum bireysel olarak da çok mutluyum bu süreçten" ifadelerine kullandı.
Bir an önce iktidarın Terörle Mücadele Kanunu'nu (TMK) kaldırmasını isteyen Korkmaz, bir an önce cezaevlerinde tutulan siyasi tutsakların da özgürlüklerine kavuşturulmasını talep ederek, "Türkiye'deki anti demokratik yasaların değiştirilmesi gerekiyor. Kayyum sistemi kaldırılmalıdır. Bu meselenin bir an önce çözülmesi gerekiyor. Akan kanın durması gerekiyor. Biz KHK'lilerin sorunu çözülerek, işimize geri iade edilmemiz gerekir" diye belirtti.
'TOPLUMSAL BARIŞA ZARAR VERİLDİ'
Hiçbir gerekçe gösterilmeden öğretmenlikten ihraç edildiğini ifade eden Eğitim Sen üyesi Macide Boymul, "Hakkımızda herhangi bir soruşturma dahi başlatılmadan ve soruşturmanın sona ermesini beklemeden ivedilikle verilen ihraç kararları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine (AİHS) aykırıdır. 9 yılı işsiz açlıkla sınanarak yahut tel örgüler arasında hapishanelerde geçiriyoruz. KHK’lerin tüm sonuçlarıyla tarihin çöplüğüne atılmasının zamanı gelmiştir. Herkes işine geri dönmelidir. KHK listelerinde isimlerimiz sayılarak ihraç edildiysek dönüşümüz de aynı biçimde gerçekleştirilmelidir. Derhal bütün KHK’ler iptal edilmelidir. Bütün ihraçlar görevlerine iade edilmelidir. Geri döneceğiz. 'Geciken adalet, reddedilen adalettir' diyorlar ya adaletsizlikle geçirilen yılların bir bedeli yoktur. Her saniye toplumsal barışa verdiği zararı arttırmaktadır" diye konuştu.
'BİR AN ÖNCE SORUN ÇÖZÜLSÜN'
KHK ile öğretmenlikten ihraç edilen Elif Bakmaz Ölper, "Süreç sağlıklı yürütülebilirse Türkiye’de demokratikleşmenin önünü açılacak. Halkların eşit ve özgür bir biçimde bir arada yaşamasının koşullarını sağlayacaktır. Ülkede yaşanan olumlu gelişmeler mutlaka etkileyecektir. Sonuçta KESK’li KHK’liler örgütle irtibat ve iltisaklı olmakla suçlanıyordu ve kendini fesheden bir örgütle irtibat ve iltisak olmaz. İhraç olmamız siyasi bir karardı, işimize iade olmamız da yetkililerin hukuki düzenlemeler yapmasıyla mümkün olacaktır. KHK ile ihraçlar Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklerin güvencelerinin çiğnendiği, hukuk devleti ilkesinin askıya alındığı, siyasi iradenin yargı yerine geçtiği bir dönemin simgesidir. Bu nedenle KHK meselesi yalnızca bir mağduriyet meselesi değil; doğrudan Türkiye'nin demokrasi, hukuk ve toplumsal barış sorunudur. Ve bir an önce çözülmesi gerekir" dedi
'BARIŞA SAHİP ÇIKALIM'
Tüm Bel-Sen üyesi Güven Boğa, Adana'da HDK Sözcüsü olmasından ötürü açılan davada beraat kararı almasına rağmen KHK ile ihraç edildiğini kaydetti. Boğa, “Ölümlerin olmadığı, halkların karşı karşıya gelmediği bir siyasal atmosfer barışın ögelerini güçlü örebilir. Bunları savunduğumuz için hala KHK’liyiz. Devletin ve siyasal iktidarın bu süreçle ilgili atılan adımlara uygun bir formatı içerecek hukuksal düzenlemelere KESK’li KHK’liları da dahil etmeleri gerekmektedir. PKK ile yeni bir süreci örenler doğal olarak KHK’lileri de dikkate almak ve hukuksal düzenlemeleri en kısa zamanda yaparak işe iadelerini sağlamaları gerekmektedir. Tüm kamuoyunu barışa sahip çıkmaya ve hakları gasp edilen barış savunucularının haklarını savunmaya davet ediyorum" diye konuştu.
MA / Hamdullah Yağız Kesen