Tebligatın gönderildiği bazı köylere maden ruhsatı verildiğini belirten Ovacık Belediyesi Başkanı Mustafa Sarıgül, "Bu kadar afet bölgesi olarak görülen bir yerde orada yapılacak siyanür havuzunu nasıl koruyacaksınız?” diye sorarken, Yeşilyazı Köyü muhtarı Hüsamettin Ateş ise, maden çalışmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
Esentepe Mahallesi sınırlarında bulunan taş ocaklarında kullanılan dinamitler, mahallede dev çukurlar oluşturuyor. Yaşamlarının tehlike altında olduğunu belirten mahalleli, soruna çözüm istiyor.
Kazdağları'nda kurulmak istenen altın madenine karşı başlatılan “Su ve Vicdan Nöbeti”ne, Çanakkale ve İstanbul Baroları da destek verdi. Avukatlar, yaptıkları açıklamada “Yaşamımızı, geleceğimizi, suyumuzu, ülkemizin akciğerleri olan Kaz Dağları’nın sesi olmak adına buradayız” dedi.
Kaz Dağları’nda kurulmasına izin verilen altın madenine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından yanıtlanması talebiyle soru önergesi veren HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, siyanür tehlikesine dikkat çekip, “Yaygın ölümcül hastalıklara sebep olabileceğinizin farkında mısınız?” diye sordu.
Kaz Dağları’nda yapılmak istenen siyanürlü altın madenine ve ağaç kıyımlarına tepki gösteren yurttaşların başlatmış olduğu nöbet eylemi devam ediyor. Kaz Dağları'nın Çanakkale'nin geleceği olduğunu belirten yurttaşlar, herkesi geleceğine sahip çıkmaya davet etti.
Aydın’da yapımı planlanan 64 yeni jeotermal tesisin ihaleleri kentteki sivil toplum örgütleri tarafından protesto edildi. Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Hakan Karagözlü, “Jeotermal düşük maliyetli ve temiz bir enerji kaynağı olarak gösterilse de, o kadar da masum değil” dedi.
Hasankeyf Koordinasyonu, sanatçılara, aydınlara, yaşam savunucularına, siyasi partilere, kadın ve gençlik örgütlerine çağrıda bulunarak, “Ilısu Barajı ve HES projesiyle yok edilmek istenilen senin hikâyendir, yok edilmek istenilen senin doğandır. Kendi doğana, tarihine, kültürüne sahip çık” dedi.
Kazdağları’ndaki maden arama faaliyetlerine karşı çıkan doğal yaşam savunucuları, “Hasankeyf’ten Kazdağları’na nehirlerimiz özgür aksın” diyerek bölgeye dair verilen maden arama izninin iptal edilmesini istedi.
Munzur Milli Parkı'nın bir bölümünü de kapsayan 43 bin 350 hektarlık alanın maden sahası olarak belirlenmesine tepkiler sürerken, Dersim'deki siyasi parti temsilcileri, maden projeleriyle kentin insansızlaştırılmak istenildiğini vurgulayarak, ortak mücadele çağrısında bulundu.
Aydın’da tarım arazisi üzerine kurulan JES’ler, kiraz ve üzüm verimini düşürdü. Çiftçi Nihat Fırat, “JES’ler yeraltındaki suların ekolojik dengesini altüst etti. Özellikle incir ve zeytin kökleri derin olan ağaçlar olduğu için ilk zararlar bu iki üründe görülmeye başladı” dedi.
Kaz Dağları eteklerindeki siyanürle altın arama çalışmaları devam ederken, yaşam savunucularının buna karşı başlatmış olduğu nöbet eylemi de kararlılıkla devam ediyor. Eyleme katılan CHP Milletvekili Muharrem Erkek, altın için çocukların geleceğinin yok edildiğini söyledi.
Dersim Barosu, Munzur Dağları’nın maden sahası ilan edilmesinin telafisi imkansız kayıplara yol açacağı uyarısında bulunarak, halkı mücadele etmeye çağırdı.
Tamamı maden sahası ilan edilen Munzur Dağları'ndan sonra, Munzur Gözeleri'ni de içine alan Munzur Milli Parkı'nın bir bölümünde bir şirkete maden arama ruhsatı verildiği ortaya çıktı. Avukat Barış Yıldırım, verilen ruhsatın Munzur Milli Parkı'nın bir bölümünü de içine aldığını doğruladı.
Nusaybin’in Bagok Dağı’nda sabah saatlerinde başlayan yangın rüzgarın etkisiyle yayıldı. 3 bölgeye yayılan yangın bir bölgede kontrol altına alındı.
Kaz Dağları eteklerindeki nöbet eylemini ziyaret eden CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek “Kaz Dağları bir ekosistem olarak tarım ürünleriyle, doğasıya binlerce yıllık insanlığa hizmet getirecek bir yapıyken bu yapı insan eliyle altın uğruna, rant uğruna bozuluyor. İktidar sahipleri gaflet, delalet ve hıyanet içindedir” dedi.