Burun ameliyatı için gittiği hastanede takılan “sarı serum” sonrası yaşamını yitirdiği iddia edilen Damla Sakallı’nın şüpheli ölümünün üzerinden 6 ay geçmesine rağmen otopsi sonucu hala açıklanmadı. Anne Aynur Sakallı, adalet istedi.
Wan’da evine düzenlenen polis baskınında katledilen Remziye Bor’un ölümünün üzerinden 9 yıl geçti. Aile avukatı Veysi Güneş, dosyanın “faili meçhule” bırakılmak istenildiğini belirtti.
Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümünün üzerinden yaklaşık 7 ay geçti. Soruşturma gizlilik kararıyla yürütülüyor, kritik sorular hala yanıtsız. Avukatların gelecek hafta tekrar savcıyla görüşeceği belirtildi.
Qers’te aileler arasında çıkan kavgada bir kadın katledildi.
Wan Büyükşehir Belediyesi Kadın Meclisi, Nisan ayı toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda kadın kırımı ve kadın yoksulluğuna ilişkin mücadele ağının örüleceğine vurgu yapıldı.
Esenyurt ilçesinde “Örgütlenerek özgürleşiyoruz” şiarıyla buluşma düzenleyen TJA, toplumsal barışın inşasında kadınların öncü rolüne dikkat çekildi.
Meryema Hasanoğlu'nun şüpheli ölümüne dair yargılanan ve tahliye edilen uzman çavuşun adli kontrol şartı kaldırıldı. Avukat Berfin Ozan, tahliye kararı sonrası aileye tehdit mesajları atıldığını aktardı.
Sessizliğin şiddeti onaylamak anlamına geldiğini belirten TJA'lı Ayşe Minaz, Kadına yönelik şiddet ve cezasızlık politikasına karşı toplumsal tepkinin örgütlenmesi gerektiğini ifade etti.
Futbol sahası üzerinden kadın bedenine yönelik tahakküm zihniyetine tepki gösteren Mor Dayanışma Üyesi Didar Gül, kadınların buna karşı "Benim bedenim, benim kararım" demeye devam edeceklerini söyledi.
İran’da 7 kadın sanatçının şarkı söylemesi yasaklandı.
Alevi kadınlar, Suriye'de yaşanan katliamlara karşı 24 Nisan'da Hatay'ın Samandağ ilçesinde insan zinciri oluşturacak.
Suriye'nin yeniden inşası dair konuşan avukat Manar Mounes, kadınların her alanda olması ve eşitliğin esas alınması gerektiğini belirtti.
DEM Parti Milletvekili Özgül Saki, iktidarın aile politikasında temel hedefin kadınları erkeğe ve iktidara bağımlı hale getirerek, itaatkâr bir toplum yaratmak olduğunu söyledi.
Asıl konuşulması gereken sorunun kadınların en temel hak olan kürtaj gibi hizmetlere erişememesi olduğunu belirten Dr. Şükran Güleç Barutçu, 10 seneyi aşkın süredir üreme ve cinsel sağlık hakkına ücretsiz ulaşılamadığını söyledi.
Bedenleri hakkındaki söz sahibinin kendileri olduğunu belirten kadınlar, “Bedenimiz, emeğimiz, kimliği bizimdir. Haklarımızdan, hayatlarımızdan, mücadelemizden vazgeçmiyoruz" dedi.